Basit Ama Etkili Mimari
Osmanlı mimarisinde tek kubbeli yapılar, özellikle küçük ölçekli ibadet mekânlarında yaygın olarak kullanılmıştır. Bu plan tipi, genellikle kare planlı bir ibadet alanı (harim) ve onu örten tek bir kubbeden oluşur. Bu sade plan anlayışı, hem Selçuklu döneminde mescitlerde hem de Osmanlı döneminde hem mescit hem camilerde uygulanmıştır İznik Çini ve Kâbe Tasviri.
Fatih Dönemi’nde Bursa Tipi Mescitler
Fatih Sultan Mehmed döneminde, Bursa’ya özgü yeni bir mescit tipi ortaya çıkmıştır. Bu tip mescitler, mimari açıdan bazı ortak özelliklere sahiptir:
Duvarlarında, taş ve tuğlanın birlikte kullanıldığı almaşık örgü tekniği görülür.
Minare, harim ile son cemaat yeri arasında, dışa doğru çıkıntı yapan bir kaideye oturtulmuştur.
Harim bölümü, yaklaşık 7,5 – 8 metre uzunluğunda kare planlıdır. Bu bölümün üzerini örten kubbeye geçiş, prizmatik üçgenler (pandantifler) aracılığıyla sağlanır.
Yapının girişinde yer alan son cemaat yeri dikdörtgen planlıdır ve yan duvarlarla kapatılmıştır.
Son cemaat yerinin ortasındaki bölüm bir kubbe ile, yan kısımlar ise aynı tonozlarla örtülüdür.
Giriş cephesinde ise taş ve tuğlaların geometrik biçimde düzenlendiği kalkan duvarı yükselir Sofia Day Tour.
Bu mimari anlayışın örneklerinden biri, Bursa’da yer alan ve 1480 yılı civarında inşa ettirilen Acem Reis Mescididir. Bu mescit, Hâce Bedreddin Mahmud b. Mehmed el-Acem tarafından yaptırılmıştır ve Bursa tipi mescit mimarisinin özgün örneklerinden biridir.
Edirne’deki Farklılık Tek Kubbeli Camiler
Edirne’de ise aynı tek kubbeli plan şeması, daha büyük boyutlarda ve farklı mimari özelliklerle uygulanmıştır. Buradaki yapılar, Bursa’daki mescitlerden:
Boyut, Malzeme, Cephe tasarımı bakımından farklılık gösterir.
Bu anlayışa örnek olarak Kasım Paşa Camii verilebilir. 1478 yılında, dönemin vezirlerinden Kasım Paşa tarafından inşa ettirilen cami, kesme taş kullanılarak yapılmıştır. Harim bölümü 11,20 x 11,20 metre ölçülerindedir ve üzerini örten kubbeye, tromp adı verilen taşıyıcı geçiş elemanlarıyla ulaşılır.
Cami günümüzde metruk (terk edilmiş) ve harap durumda olsa da, giriş cephesindeki izlerden, yapının önünde bir zamanlar ahşap direkler üzerine oturtulmuş çatılı bir son cemaat yeri olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca, mihrap önündeki mukarnaslı düzenleme ve minarenin prizmatik üçgenlerden oluşan kaide kısmı (pabuç) dikkat çekici mimari ayrıntılardır.
Küçük Yapılar, Büyük Anlamlar
Tek kubbeli mescitler ve camiler, sadelikleriyle dikkat çekerken, taşıdıkları mimari üslup, bölgesel farklılıklar ve sosyal anlamlarıyla Osmanlı mimarisinin önemli birer parçasıdır. Bursa’da ortaya çıkan mescit tipi, taş-tuğla örgü ve küçük boyutlu mimariyle öne çıkarken; Edirne’de aynı plan tipi, daha anıtsal boyutlarda, farklı malzeme ve tasarım unsurlarıyla yeniden yorumlanmıştır. Bu yapılar, Osmanlı mimarlığında yerel yorumların ve mimari çeşitliliğin güzel birer örneğidir.