Boğazda Seyrüsefer Düzeni ve Kayık Ücretleri

0
11

Osmanlı döneminde İstanbul Boğazı, hem şehir içi ulaşım hem de ticaret açısından son derece hareketli bir bölgeydi. Bu hareketlilik içinde kayıkçılık önemli bir meslek dalı hâline gelmiş, kayık ücretleri ve kuralları da devlet tarafından belirlenmiştir. Dönemin kayıtlarında, “Boğaz’da Seyrüsefer” başlığı altında bu düzenlemelere ilişkin ayrıntılı bilgiler bulunmaktadır.

Kayık Ücretleri

Balıkpazarı, o dönem Boğaz hattının en önemli iskelelerinden biriydi. Buradan farklı semtlere giden kayıkların ücretleri, kullanılan kürek sayısına göre değişmekteydi:

Balıkpazarı – Beşiktaş: Dolmuş kayıkla kişi başı yarım akçe, özel kayıkla altı kürekli için 3 akçe.

Balıkpazarı – Ortaköy: Dört kürek 5 akçe, altı kürek 6 akçe Boğaziçi Vapurlarının Doğuşu.

Balıkpazarı – Kuruçeşme: Dolmuşla yarım akçe, özel dört kürek 6 akçe, altı kürek 7 akçe.

Balıkpazarı – Rumelihisarı: Dört kürek 10 akçe, altı kürek 15 akçe, iki kürek 8 akçe.

Balıkpazarı – İstinye: Altı kürek 25 akçe, dört kürek 20 akçe.

Balıkpazarı – Üsküdar: Altı kürekli kayıkla 10 akçe, gidiş-dönüş dört kürek 8 akçe, iki kürek 6 akçe.

Seyre çıkan kimseler kayıkçılara yemek verirlerse altı kürek için 30 akçe, vermezlerse 40 akçe ücret öderlerdi.

Kurallar ve Yasaklar

Fermanda, Boğaz’da çalışan kayıkçılar için bazı sıkı kurallar da konulmuştur. Buna göre:

Kayıklar yassı biçimde yapılacak, yelken kullanılmayacaktır.

Kadınlar ve erkekler aynı kayığa binemeyecektir Private Turkey Tours.

Her iskeledeki kayık sayısı ve sahipleri kayıkçılar kethüdası tarafından deftere yazılacaktır.

Emir hilafına hareket eden kayıkçılar cezalandırılacak, bir daha kayıkçılık yapamayacaklardır.

Farklılıklar ve Eksikler

Kayık ücretleri belirlenirken bazı tutarsızlıklar dikkat çekmektedir. Örneğin, Rumelihisarı’na gitmek dört kürekle 10 akçe, Üsküdar’a gitmek ise 8 akçedir. Ancak iki iskele arasındaki mesafe farkı bu kadar küçük bir farkla ölçülemez. Bu durum, dönemin fiyatlandırma sisteminde tam bir standart olmadığını gösterir.

Yeniçeriler ve Kayıkçılık

Fermanın sonunda yer alan ifadeler, yeniçerilerin 16. yüzyılda bile esnaflıkla uğraştıklarını açıkça göstermektedir. Zamanla disiplinsizleşen yeniçeriler, kayıkçılık mesleğini de ele geçirmiştir. Bu dönemde İstanbul kayıkçıları, özellikle ahlak dışı davranışlarıyla ün salmışlardı.

Boğaz’da Suç Olayları

Belgelerde yer alan bazı olaylar, dönemin güvenlik sorunlarını gözler önüne serer. Alemdar Mustafa Paşa döneminde “İrvalı Kerem” adında bir kayıkçı, Anadolu Hisarı’na gitmek isteyen bir genç askeri kandırarak açık denize götürmüş, onu tehdit edip bir adaya kaçırmıştır. Üç gün sonra balıkçılar tarafından yakalanan Kerem, Sirkeci’de idam edilmiştir.

Bir başka olayda ise, iki kayıkçı Beşiktaş–Ortaköy arasında kayıkla taşınan iki cariyeye tecavüz etmeye kalkışmış; çevredeki kayıkların yardımıyla kadınlar kurtarılmış, suçlular yine idam edilmiştir.

Bu belgeler, Osmanlı İstanbul’unda Boğaz trafiğinin hem düzenli hem de tehlikeli bir yapıya sahip olduğunu gösterir. Kayıkçılık bir yandan toplumun günlük yaşamını kolaylaştırırken, diğer yandan disiplinsiz ve kötü niyetli kişilerin elinde büyük sorunlara yol açmıştır. Devletin çıkardığı fermanlar, bu düzeni sağlamak ve halkın güvenliğini korumak için atılmış önemli adımlardır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz